KENDİ
LİGİNİN ŞAMPİYONU
Medipol
Başakşehir geride bıraktığımız sezonun en fazla konuşulması gereken
takımlarından esasında. Hatta puan cetvelinde 4.sırayı alarak kendi liginin
şampiyonu da diyebiliriz. Abdullah Avcı’nın geri dönmesi ile takımın tekrar
kabuk değiştirdiğini söyleyelim. Doka, Edin Visca, Mahmut Tekdemir gibi kulübün
demirbaşlarının takımda olması , maçları fazla izlemeyen insanların kafasında
“aynı takımla oynadıkları için başarılı oldular” algısını yaratabilir ama
esasında durum çok farklı. Başakşehir’in geçen sene kaleci dahil ideal
savunması Volkan-Uğur-Yalçın-Epureanu-Ferhat dan oluşmaktaydı. Uğur ve
Ferhat’ın son olarak 2006-07 yılında beraber oynadığını düşünürsek süper ligde
birbiri ile ilk defa oynayan bir savunma beşlisinden bahsediyoruz.
Doka-Visca-Mahmut üçlüsünü bir kenarda bırakırsak Semih Şentürk-Perbet ve Ptt
1.ligden Gelen Mehmet Batdal, ligin 2.yarısında takıma dahil olan Badji,zaman
zaman süre alan ve katkı veren Alpaslan,Enver Cenk,Tayfun Pektürk,Sedat Ağçay’ı
da eklersek Başakşehir için “antrenör takımı” tanımlamasını yapabiliriz.
Muhakkak dönem dönem performansı çok yukarıda olan isimler oldu ama Abdullah
Avcı 1-2 futbolcunun değil, takım oyununun konuşulduğu bir ekip yarattı.
Başakşehir
topu rakibe verip , müthiş alan savunması yaparak gerekli skorları aldı. Bir
takıma hücum etmeyi öğretmekten ziyade savunma yaptırmak zor olduğu için ortada
müthiş bir planlama olduğu açık. Başakşehir’in alamet-i farikası topu rakibe
verip doğru alan savunması yapıp gerek savunma gerek ise hücumda geçişli oyunu
iyi becermesi. Fakat geçen sene rakibin topu kendilerine verdiği maçlarda büyük
sıkıntılar yaşayıp oyun içi kontrolü kaybettikleri de oldu. Abdullah Avcı
kuşkusuz bu sıkıntıyı da çözecek planlamalar yapmıştır lakin Epureanu’nun
sakatlığı, Emre Belözoğlu’nun takıma dahil olması sonucu yerinden oynayan
taşlar ligin ilk 3 maçında Başakşehir takım savunmasını düşürdü. Abdullah hoca
geçen sene bence oyuna müdahale ve oyuncu pozisyonlarını değiştirme açısından
zirve yaptığı Galatasaray maçındaki gibi tahmin edilemeyen planlamalar yapar
ise Başakşehir ligin akan suyunda kendisini doğru yere konumlandırabilir.
MERSİN
İDMAN YURDU
Geçen
sezona damga vuran ekiplerinden biri de Mersin İdman Yurdu idi. Sezon başı transferler
yapıldığında hepimiz oynanacak oyunu beklemekteydik. Nakoulma ve Sadiku dışında
heyecan verici oyuncu bulmak zordu ama Rıza Çalımbay’ın oyun kurgusu bu 2
futbolcu dışında başka isimleri de ön plana attı. Ligin ilk 7 haftasında kaleci
Nihat Şahin’in olağanüstü performansı olmasa bu kadar olumlu cümleler kurabilir
miydik bilmiyorum. Mersin İdman Yurdu geçen sene orta sahada çok fazla pas
kalabalığına girmeyip oyuncu yapısına uygun “direkt pas direkt oyun” kurgusu
ile oynadığı için başarılı oldu. “Bir şeyi ne kadar iyi yaparsan o kadar basit
gözükür” tanımlamasını Mersin İdman Yurdu için kullanabiliriz.
Sezon
başı Rıza Çalımbay krizi – ki Servet Çetin’le yeniden sözleşme yapılması beni
hiç şaşırtmadı zira sezon başlangıcında savunmada yapılan hatalar Rıza
Çalımbay’ın haklılığını ortaya çıkardı - ile sarsılan Mersin İdman Yurdu
takımın başına Mesut Bakkal’ı getirdi.. Mesut Bakkal’ın geçen senenin kurgusunu
bozmaması ilk görüş olabilir ama bu sene
aynı rakiplerle oynamayacaklar. Welliton ve Nakoulma’nın yanı sıra ,
gerektiğinde Futacs ve Pedriel’i aktif kullanacakları değişik bir formasyon
bekliyorum. Misal Oktay Delibalta-Sadiku –Khalili –Murat Ceylan ve Nakoulma’nın
santrofor arkasına dizildiği bir kurgu. Bu kurguda başarı sağlanamaz ise zaten
mevcut kurguya dönme olasılığı var. Geri dörtlüde zaten oynama yapılamayacağı
için orta sahada bu değişikliğe imza atılabilir. İdeal savunma Serkan
Balcı-Servet-Mitroviç ve Wederson’dan oluşacak. Geçen sene ligin ilk maçında
oynadıktan sonra ortalarda gözükmeyen ve Yeni Malatyaspor’a kiralanan Mehmet
Enes Sığırcı o bölgede yedekleme yapacak tek oyuncu olarak gözükmekte. Sezona
dair büyük beklentiler içerisinde olmamak lazım.
TORKU
KONYASPOR
Geçen
sezonu kendi içerisinde bölümlere ayırmamız lazım. Kasımpaşa maçı sonrası “ bu
oyuncu grubu ile başarı yakalanamaz” diyen Mesut Bakkal dönemi, Mesut Bakkal
sonrası göreve gelip 5 maçta 10 puan alan Aykut Kocaman dönemi, alınan 10 puan
sonrası ligde ve kupada 7 günde 12 gol yenilen ve darmadağın olunan 2.Aykut
Kocaman dönemi ve sonrası…
Aykut
Kocaman ligde 2 maçta 10 gol yenilen Galatasaray ve Gençlerbirliği maçları ve
akabinde Konya’da kaybedilen Beşiktaş maçı sonrası “ bu duruma çözüm bulacağız,
kabul edebileceğim bir durum değil, şu an 2 takım var ve buradan tek takım
çıkarmaya çalışıyorum” demişti. Bundan sonra da yazdığı reçeteye göre maçlara
çıkmaya başladı. İstanbul’da oynadıkları Galatasaray maçında ise takımını
teknik direktör takımına dönüştürdüğünün mesajını net olarak vermiş oldu.
Geçen
senenin en büyük sıkıntısı baskı yediği anlarda topu kaybeden ve haliyle
savunmanın kurgusunu bozan orta saha idi. Transfer hamlelerine baktığımızda
Aykut Kocaman orta sahada başka bir oynama düzenine geçecek ve Ali Çamdalı’yı
Mehmet Güven’in pozisyonunda oynatacak. Ali Çamdalı özellikle Orduspor süper
ligdeyken kendi defansından dönen topları almakta ilk 10 içerisinde yer
alıyordu. Aykut Kocaman Alban Meha, Sissoko transferleri ile hücumu
çeşitlendirecektir ama Gebzespor’dan zamanında alınan ve yayınlarımızda
sıklıkla bahsettiğimiz Vedat Bora ışıltılı bir performans vaat etmekte. Vedat
Bora yanında Bosna – Hersek U milli takımlara en fazla oyuncu veren takımdan
transfer edilen Bajiç’de hücuma renk katacak oyuncu olacaktır.Yeni transfer
Dossa Junior ise lige her anlamda renk katabilecek bir stoper. Topla ilişkisi
oldukça iyi ama çok basit ceza sahası içi hatalarla beklenmedik anlarda
takımını geriye düşürebiliyor. Savunma kısmını bir yana bırakır isek, duran top
ustası Alban Meha sayesinde Dossa Junior Torku Konyaspor’un gol yüküne önemli
katkılarda bulunabilir. Konyaspor’un sıkıntı yaşamayacağı tek bölge kale.
Kaya’nın ligin 2.yarısında yükselen performansı bir yana, Serkan Kırıntılı ve
Mario Felgueiras transferleri ile doğru hamleler yapıldı.
Aykut
Kocaman geçen sezonun 2.yarısındaki teknik direktör takımını bu sene de
izletebilir.
İLHAN
CAVCAV TAKIMI
Geçen
sene gerçeküstü hikayelerine şahit olduğumuz takım Gençlerbirliği idi. İlhan
Cavcav’ın teknik direktörlere yaklaşımı, o yaklaşıma rağmen kabul edilen
görevler derken bir sezonu daha açıyoruz. Geçen sene “takımı Eskişehirspor
maçına ben hazırlayacağım “ diyen İlhan Cavcav ve o maçı tesadüfler sonucu
kazanan Gençlerbirliği takımından bahsediyoruz.
Bu
olumsuzluklar yaşanırken futbol adına tek tesellimiz, sığındığımız tek liman alt
yapıdan çıkan oyuncuların aldığı süre ve oynadığı futbol oldu. Ahmet Çalık,
İrfan Kahveci, Uğur Çiftçi, Halil İbrahim
Pehlivan, Berat Tosun performansları bizleri mutlu etti.
Bu sene
Gençlerbirliği yine önemli değişikliklere gitti. İsveç ve Danimarka ağırlıklı
transferler yapılırken teknik direktörlüğü de İskoç Stuart Baxter getirildi ve
2 hafta sonunda İlhan Cavcav tarafından görevden alındı. Baxter yerineyse ,
İlhan Cavcav’ın 1 hafta önce teknik direktörlüğü hakkında iğneleyici konuşmalar
yaptığı Mehmet Özdilek görevi kabul etti!!!
Baxter
zamanında kaybedilen maçlarda 3 puan için yeterli pozisyonlar
yaratılmıştı esasında. Sıkıntı Baxter’ın oyuncu değişiklikleri ve sonrasında
oyunun kontrolünün kaybedilmesiydi. Mehmet Özdilek kendisinin oluşturmadığı bu
kadroyu yoğurabilecek mi zaman gösterecek ama esas sıkıntı İlhan Cavcav teknik
direktör kıyımı yapıp , meslek hakkında ileri geri konuşurken Tüfad ( Türkiye
futbol antrenörleri derneği) dan bir ses çıkmaması.
GAZİANTEPSPOR
ŞAŞIRTABİLECEK Mİ?
Geçen
sezonun puan tablosunda beni en fazla şaşırtan takım Gaziantepspor’du. Ligin
ilk maçı olan Sivasspor deplasmanında 1-0 gerideyken ve kaleleri abluka
altındayken Sivasspor’un kalecisi Korcan’ın inanlmaz hatası ile maçı
kazandıklarında da , ilk yarı inanılmaz
bir performans gösterip 2.yarı dağıldıkları Fenerbahçe maçında da görüşüm
aynıydı; ligde sahaya iyi yayılamayan takım oldukları gerçeği. Bu olumsuzluğa
rağmen gerek ligin vasati kalitesi gerek Chico ve Erdem’in ördüğü savunma ağı
Gaziantepspor’a tahminlerin üzerinde puan aldırdı. Hemen her maç sonu Okan
Buruk’tan “iyi mücadele ettik, fazla pozisyon vermedik” açıklamasını duymak can
sıkıcı olsa da , ligin dinamikleri ( yöneticilerin puan ve puandan gelecek
maddi kazanç hesabı) ligin gerçekleri ile örtüşüyordu.
Gaziantespor
geçen senenin en önemli ismi Chico ile tekrar anlaşma sağlamadı/sağlayamadı.
Bunun yanı sıra Şenol Can,Gökhan Süzen , Eray Birnican ve zaten yolların
fikriyatta ayrıldığı Gilles Binya sezon planlamasında düşünülmediler.. Hem sol
bek hem stoper oynayabilen Mehmet Sedef’in yanı sıra Bursaspor’dan
hatırladığımız ama daha sonra hep Ptt 1.ligde gördüğümüz İsmail Haktan Odabaş
ile Abuda , çalışkan kenar forvet Larsson, lig ölçeklerine kaliteli sol
bek Marçal ve Bayrampaşa’dan stoper Süleyman
Özdamar takıma dahil olan isimler arasında. Yeni transferlerden Anton Putilo
benim önemsediğim isimlerden. Bir dönem lige ambargo koyan Dinamo Minsk
takımının en önemli isimlerinden biriydi. Performansı ile Hamburg’un radarına
girmiş ama Bundesliga da Freiburg forması ile oynama şansını yakalamıştı. Chico
yerine transfer edilen Abuda/Erdem orta sahası Anton Putila’ya ne derece rahat
hareket etme imkan verir? Sorusunun cevabı Gaziantepspor’un rotasını da
belirler. Geçtiğimiz sezon ligin hemen başında sakatlanan ve ligin sonlarına
doğru formayı alan Demba Camara iyi bir oyuncu ama öğrenmeye açık olmasına
rağmen sıkıntılar yaşayan bir isim. Mutlu Topçu Demba Camara ile Muhammet
arasında Camara’nın Ajaccio takımında Junior Tallo ile kurduğu oyun bağını kurabilir
ise Gaziantepspor’un skor yükü sadece
Muhammet’in sırtına binmez ve hatta Anton Putila etkisi de artar.
SKİBBE’NİN
MUTLU OLDUĞU ŞEHİR
2014/2015
sezonuna Konyaspor galibiyeti ile başladıktan sonra tam 8 hafta galibiyet
alamayan Ertuğul Sağlam özellikle dış saha performansı ile eleştirilse de
Eskişehirspor kulübünün yapısı görmezden geliniyordu daha doğrusu önemli bir
nokta atlanıyordu; Eskişehirspor’un hangi şartlarda transfer yaptığı.
Eskişehirspor 2014-15 sezon başı transferleri için sadece 20 bin € harcamıştı,
bu bedel de stoper Semih Güler için ödenmişti. Sezonun geneline yayılan
performanslara bakarsak Skibbe göreve gelir gelmez kendi dokunuşunu
hissetirebilmek adına sakatlanana kadar Onur Bayramoğlu’nu sahte 9 oynattı.
Yabancı sayısını orta sahada kullanmak için Boffin’i kesip kaleyi Ali Şaşal’a
teslim etti. İlk maçlarında 3’lü stoper tandeminin yanına 2 bek koyup Kaan
Kanak’ı hücuma atarak önemli puanlar aldı ( bkz Beşiktaş ve Gençlerbirliği
maçları) . Skibbe tek bir formasyona bağlı kalmayı sevmeyen ve arayışlarını
sezon içi de sürdüren bir teknik adam. Bu sezon hücum hattının hepsini
neredeyse kaybetti ( Mori, Ömer Şişmanoğlu, Sissoko) . Gekas , Nassim Ben
Khalifa forvet hattına yapılan 2 transfer oldu. Gekas konusunda bir endişe
belirtmek isterim. Mustafa Reşit Akçay İstanbul’da kaybettikleri Beşiktaş
maçının basın toplantısında “ Gekas ile oynarken tek bir planla oynamak zorunda
kalıyoruz, görevde kalırsam bunu çözmek için o bölgeye değil ama orta saha ve
kanat bölgesine transfer yapmayı düşünüyorum” demişti. Skibbe gibi sürekli
değişken oynayan bir teknik direktör ile Gekas’ın yaş almış hali uyuşabilir mi?
Sorusunun cevabını bize sezon gösterecek ama Skibbe’nin bir Gekas hayranı
olduğunu ve zamanında Galatasaray’ a istediğini not düşelim. Eskişehirspor
geçen senenin üstüne çıkabilir.
BOZULAN
İSTİKRAR
Akhisar
Belediye Hamza Hamzaoğlu ile yakaladığı istikrarın ardından 1 sene içerisinde
her şeyi berbat etme eşiğine gelmişti geçen sezon. Mustafa Reşit Akçay ile
başlayıp Roberto Carlos ile sona eren ve Cihat Arslan ile yola çıkılan yeni
sezon bu istikrarsızlığı haliyle anlatmakta. Bunun yanı sıra transfer
hovardalığını da eklersek Akhisar Belediye’nin Hamza Hamzaoğlu ile yakaladığı
sempatiyi de bozduğunu ifade edebiliriz.
2014-15
sezonunun başında omurgasından çok oyuncu kaybetmese de , fazla sayıda transfer
yapan Akhisarspor en önemli boşluğu forvet hattını takviye edememişti. Bu
olumsuzlukta kendi deyimi ile kompakt oyunu takımına aşılayamayan Mustafa Reşit
Akçay ve kamuoyunu ise Fenerbahçe galibiyeti yanılttı. Evet o maçta Akhisar
takımı rakibinin boyunu uzatmış ve kontrolü vermemişti ama Fenerbahçe’nin
sahaya çıkan 11’inin zaten orta sahada dominant görüntü sergilemesi imkansızdı.
Roberto
Carlos zamanı önemli oyuncular gol sorununu gidermek adına takma katıldı,
Lualua soru işaretleri barındırsa da , Ricardo Vaz Te dikkat çekiciydi. Robert
Carlos deplasmanda kazandığı Fenerbahçe maçı sonrası “ kendisinin bir oyun
planı olduğunu, bu oyun planına göre hareket edeceğini ve değiştirmeyi
düşünmediğini” ifade etmişti. Planını da sezon sonuna kadar uyguladı; rakibi
ilk yarı bozma ve 2.yarı Ricardo Vaz Te’nin oyuna dahil olduğu zaman
dilimlerinde fast break ile skoru yakalama.
Yeni
sezonda takım Bilal Kısa’yı kaybetmiş olabilir ama Hugo Rodellaga ve Sami’yi
transfer etti. Rodellaga zamanında U20 dünya şampiyonasında parlamış ama transferi çok daha sonra Wigan Athletic
takımına gerçekleşmişti. Cihat hoca doğru kurguyu sağlar ise Porto’nun sürekli
kiraladığı kanat forvet Sami ile Akhisar’a oldukça katkı sağlar. Bunun yanı
sıra sol kanat forvet pozisyonunda da oynayan Hasan Kabze transferini atlamamak
lazım. Kasımpaşa’da tutunamayan Halil Çolak varlığını da eklersek Akhisar’ın
hücumda sıkıntı çekmeyeceğini söyleyebiliriz. Mevcut kadroda savunmanın
göbeğinde sıkıntı yaşamaları muhtemel. Douglao ile şu an oynayabilecek isimler
Caner ve İsmail. Sağ ve sol bek pozisyonunda Tolga Ünlü-Ahmet Cebe ve Kadir
Keleş-Orhan Taşdelen ile yola çıkıyorlar.İlk 3 hafta gördük ki Sami takıma
ısındıkça Güray hücumdan sol bek pozisyonuna geri dönecek.
HER DAİM
SIKINTI YAŞAMAYI BECEREN KULÜP; KASIMPAŞA
Kasımpaşa
“A.Ş” olduktan sonra zamanında yapılan ödemeler, mükemmel yapılmış ve
kurgulanmış ve hatta çok önemli bir oteller zinciri tarafından iletilen
tesisleri ve çimleri yenilenip mükemmel idare edilen stadı ile kağıt üstünde
örnek kulüplerimizden biri haline geldi. Evdeki hesap çarşıya uymaz misali ,
kağıt üstündeki bu mükemmel görüntü gerçek hayatla pek örtüşmedi.
Shota
Arveladze Kasımpaşa’nın orta saha ve hücum hattını çok iyi kurarken, savunma
dörtlüsünde hep sıkıntı yaşadı. Durumu
özetlemek gerekir ise;
Kasımpaşa’ya 2009 yılında gelen Sancak Kaplan’ın –ki Shota Arveladze
öncesi takıma dahil oldu- bu süreçte oynadığı 169 maçta takımına verdiği katkı;
2 gol / 7 asist. Shota Arveladze’nin beklerini ileri çıkarmayı seven oyun
yapısında bu rakamlar inanılmaz düşük.
Bu sezon
yapılan transferler içerisinde en çok Omeruo’yu önemsiyorum. Nijerya mili
takımında da oynayan oyuncu 22 yaşında olmasına rağmen hem Championship hem de
Eredivise tecrübesini yaşadı. Hollanda’da sezonun çoğunu sağ bek olarak
geçirdi, Championship tecrübesini ise stoper olarak yaşadı. Titi ile
yakaladığını gördüğümüz uyum sayesinde Ryan Donk çok daha rahat oyun kurduğu
orta sahaya kaydı. Sol beke transfer
edilen Vasil Bozhikov esasında sol
stoper olarak da oynayabiliyor. Bozhikov Nantes takımından transfer Vaigneaux
ile beraber ilerleyen haftalarda takımın sol bek-stoper tandemini
oluşturabilir. Yeter ki sakatlıkları geçsin.
Rıza
Çalımbay’ın elinde arındırılmış ve ligin dinamiklerinde işin hücum kısmını
çözmüş bir takım var. Mersin İdman Yurdu takımında olduğu gibi istediği kadroyu
yaklaşık kurabilir ve dengeli bir oyun anlayışı oturtabilir ise en azından
Avrupa kupaları için yukarıları zorlayabilir.
ÇAYKUR
RİZESPOR
Doğruyu
söylemek gerekir ise Hikmet Karaman’dan Erciyesspor’da yarattığı etkiyi
bekliyorduk ama hoca oldukça formsuz bir sezonu geride bıraktı.Mehmet
Özdilek’li Rizespor’un sıkıntısı savunmada sağlanamayan istikrardı.Bu savunma
zaafları Hikmet Karaman döneminde de devam ederken Rizespor’un bir diğer
sıkıntısı da topu rakip kaleye çabuk taşıyamamaktı ama transfer sezonu
açıldığında Rizespor topu rakip kaleye çabuk taşıyacak oyuncuyu buldu; Ahmet
İlhan Özek. Dikkat kesileceğimiz bir transfer de orta sahaya alınan Robin
Yalçın. Samed Yeşil, Kaan Ayhan’ın da yer aldığı Almanya alt yaş milli
takımlarının bir parçası olan Robin Yalçın ilk defa üst düzey bir ligde
oynayacak. O dönem hafızamızda kalan performansı sergilemesini umut ediyorum.
Sezona
sancılı Kweuke-Karaman gerginliği ile başladılar ama kulüp içinde bence doğru
iletişim stratejisi ile meseleyi çözdüler. Fenerbahçe’yle oynadıkları maçın her
2 devresinde de sergiledikleri oyun ilerleyen zaman dilimlerinde can sıkıcı
hale gelebilir. Özellikle 2 devre Fenerbahçe’nin kurgu değişikliğine gittikten
sonra oyun içinde paralize olmaları, sıkıntıyı da göstermekte. Chevalier’nin
takıma uyum sağlamasıyla hücum geçişlerini çok daha iyi yapabilecek seviyeye
gelecekler – ki o dönem Rize oyununu bir kez daha değerlendirmemiz gerekebilir-
SERGEN
YALÇIN İÇİN TEST ZAMANI
Sergen
Yalçın Gaziantepspor’dan sonra geçen sezon da Sivasspor’u devam eden lig
yarışında teslim aldı. Bu sezon ile beraber takım kurgusunu ( transfer , sezon
planlaması , kamp dönemleri ) ilk defa test etme şansını yakalayacağız.
Sivasspor
şu ana kadar bonservis bedeli ödemediği transferler gerçekleştirdi. Hakan
Özmert , Yiğit İncedemir, Erkan Kaş, Beykan Şimşek ve Orhan Gülle. Özellikle
Karabükspor’dan alınan 3 oyuncu taraftarın algısında olumsuz seçicilik
yapabilir. Sivasspor lig devam ederken
istediği sonuçları alamaz ise , taraftarlar “ zaten geçen sene küme
düşen takımdan alınan oyuncularla bu kadar” homurdanmasına başlayabilir..
Sergen
Yalçın’ın geçen sene en önemli başarısı bana göre Batuhan Karadeniz’i futbola
döndürmesi oldu. Bu sene ben oyuncuları geri kazandırmadan ziyade , Sergen
Yalçın’ın sol bek sıkıntısı çeken futbolumuza Fatih Çıplak’ı kazandıracağını
düşündürüyordum ama o Erkan Kaş’ı tercih etti ve Fatih Giresunspor’a kiralandı.
Manuel
Costa’nın gitmesinden sonra John Boye kadroya katıldı ama dağılmaya müsait
tandemi toparlar mı? Bence zor. Bence önem verilmesi gereken 2 transfer kenar
forvet Dani Abalo ve golü koklayan adam olarak adlandırabileceğimiz Jeronimo
Barrales. Barrales’in en büyük sıkıntısı sıkça sarı kart görmesi. Oyun içi
duygularını ve hareketlerini sınırlandırabilirse tahminlerin çok üzerinde katkı
verecektir. Orta sahaya transfer edilen Burkina Faso milli takımından da
tanıdığımız Kone’nin varlığı Aatıf’ı oyun içinde daha da serbest bırakabilirse,
Sivasspor savunmanın öngörebildiğimiz hatalarını sezon boyunca telafi edebilir.
LİGİN
YENİLERİ
Süper
Lige yeni çıkan 3 takımın geçen sezon
tam 8 teknik adamla çalıştığını not düşerek başlayalım. Süper ligden
düşen 3 takımın da 9 teknik adamla çalıştığını düşünür isek, futbolumuzun
içinde bulunduğu durumu daha sağlıklı
algılayabiliriz…
Antalyaspor
Samuel Eto’o transferi ile yaz ayının en fazla konuşulan kulüplerinden biri
oldu. Bu tip transferler doğru projelendirildiği zaman her daim önemlidir.
Antalyaspor’un diğer
transferlerinin yanı sıra takım
planlaması hakkında da bir iki söz söylemek lazım. Geçen seneyi
Gaziantepspor’da geçiren Chico bu sezon Antalyaspor forması giyecek -ki mevcut
kadronun vazgeçilmezi olma ihtimali vardı maalesef sakatlandı- Geçtiğimiz 2 sezonu Alanyaspor’da geçiren ve
takımına müthiş katkı veren yetenekli orta saha Emre Akbaba ( 11 gol / 6 asist
) , Dejan Lazareviç ile beraber dikkat
edilmesi gereken oyuncular arasında yer almakta. Takımın parçası olan Emrah ve
Diarra’yı da düşünürsek Antalyaspor hücum hattında oldukça kuvvetli. Ömer
Kandemir’in lige iyi başlaması, Kvesiç’in “ki Bosna Hersek alt yaş milli
takımlarında çok iyi oynayan oyuncuydu- takma hemen uyum sağlaması ve Eto’o
zekasıyla benim de beklemediğim puanları aldılar. Fenerbahçe maçında hücum
yapmıyor gibi gözükmelerine rağmen , rakibe göre savunma kurgusunu çok iyi
hazırlamaları , geleceğe dair beklentilerimi de arttırdı. Doğruyu söylemek
gerekirse Yusuf Şimşek’ten bu teknik adamlık performansını beklemiyordum. Eto’o
zekası demişken ligin ilk haftası voleyle Başakşehir’e, ligin 2.haftasındaysa
Gençlerbirliği’ne attığı gol öncesi pozisyon alışlarını bir kez daha izlemenizi
tavsiye ederim.
Tüm
bunların yanı sıra Antalyaspor’un geçen sene 3 teknik adam ile çalıştığını
belirtmemiz lazım. İstikrarsızlık başarıyı getirmiş gözükebilir ama bu
istikrarsızlık aynı zamanda doğru bakış açısından da uzaklaşmanızı uzun vadede
sağlayabilir.
Osmanlıspor
kulübü de Antalyaspor gibi teknik adam istikrarsızlığı yaşayıp yine de başarı
sağlayanlardan.Osman Özköylü ie başlayıp kısa süreli Yılmaz Vural macerasından
sonra Uğur Tütüneker ile biten yılın ardından takımın başına Mustafa Reşit
Akçay getirildi. Mustafa hoca Tavşanlı Linyitspor ve 1461 Trabzon ile
yakaladığı başarı ve başarının getirdiği popülariteyi – ki hoca popülariteyi
sevmez- Trabzonspor ve Akhisar maceralarında kaybetti. Osmanlıspor bu anlamda
bir şans olarak gözükmekte.Kaldı ki hoca sezon başından beri çok sevdiği
“kompakt” oyunun emarelerini göstermekte.
Osmanlıspor’un transferlerine baktığımızda özellikle savunma hattında
bir akılcılık olduğunu söyleyebiliriz.Benfica’dan transfer edilen müthiş
tecrübe kaleci Moraes’in yanı sıra sol bek Tiago , en son 2016 elemelerinde
Almanya karşısında izlediğimiz tecrübeli stoper Szukala, Bosna Hersek milli
takımının da oyuncusu olan ve sağ ön –sağ bek de oynayabilen Vrsajeviç ve Hakan
Aslantaş’la alternatifi bol yapılaşmaya gittiler. Ligin başından beri kalede
Ahmet Şahin’in kalede, Numan Çürüksu,Soro ve Muhammet Bayır’ın da defansta
görev aldığını not düşmemiz lazım. Bu tercih hocanın yeni gelenlere verdiği en
önemli mesaj bence. Kaleci dahil beşli savunmada bir tek Hakan Aslantaş formayı
alan isim oldu.
Orta
sahada Badou NDiaye şimdilik Mehmet Güven ve Musa Çağıran ile oynuyor lakin
Takayuki Seto’nun ilk 11 başlamasıyla beraber Osmanlıspor orta sahası da kabuk
değiştirecektir. Seto skor katkısı olan ve Mustafa Reşit Akçay’ın topu rakibe
verip sonrasında hızlı hücum yapma kurgusunda Ndiaye ile beraber rakibi zora
sokacak özelliklere sahip bir oyuncudur.Hukuk Fakültesi öğrencisi de olan Umut
Nayır 3.forvet tercihi gibi gözükse de, Osmanlıspor skoru bulur veya kurguda
değişikliğe gidip 2 forvetle oynarsa , hocanın ilk tercihi olabilir –ki son
Sivasspor maçında bunu gördük.
Kayserispor’da
başarıya giden yolda istikrarı değil, değişimi seçen takımlardan. Sezonu Mutlu
Topçu ile açıp Cüneyt Dumlupınar ile
tamamladılar. Cüneyt Dumlupınar’ın şampiyonluk yaşamasının ardından yola
kendisi ile devam edilmemesi ise maalesef üzüntü verici. Liglerde benim
bildiğim kadarı ile şampiyonluk yaşamış en genç teknik adam iken en azından bir
sezonu Kayserispor’un başında geçirmeyi hak ediyordu.
Kayserispor
Benfica’dan 2 transfer yaptı. Derley forvet hattına güç ve kailete getirecek
özelliklere sahip. Benfica’nın geçen sene kadrosuna katıp oynattığı ve verim de aldığı oyuncusuydu. Diego Lopes
de Derley’i aistleri ile besleyebilecek bir oyuncu. Benfica tarafından transfer
edildikten sonra kiralanması da önemli. Bunun haricinde Tolunay Kafkas’ın
Karabükspor’da beraber çalıştığı oyuncular Mabiala ve Sow’u transfer etmesi
anlaşılabilir bulunsa da, Mijailoviç ve Fukan’ın varlığıyla Kayserispor orta
sahada daha efektif bir oyun oynayabilir durumda. Zamanında Hollanda U20 milşi
takımının da forması giyen Deniz Türüç ve aynı ülkede yetişen Ömer Bayram
Biseswar’la beraber hücuma çeşitlilik kazandırır. Mersin İdman Yurdu maçına
kadar sıkıcı ama oynatmayan, Mersin İdman Yurdu maçıyla Furkan’ın da dahil
olduğu orta saha kurgusuyla kabuk değiştirmeye başlayacağını gösteren
Kayserispor ,Tolunay Kafkas sinirlerine hakim olabilir , mali kriz çıkma ise ilk
senesinde olmasa da 2.senesinde tekrar lige damga vurabilir.